Elif Miray Bayrak ve TSKMEV Genel Müdürü E.Tuğg. Engin DURAK
Elif Miray BAYRAK, henüz 11 yaşında, yüreği vatan sevgisiyle çarpan küçük bağışçımız. Kendisi, “Bir Destandır Çanakkale!” adındaki resim ve şiir yarışmasında, yazmış olduğu “Kınalı Ali” şiiriyle birinci oluyor ve ödülünü Vakfımıza bağışlıyor. Annesi Zeynep BAYRAK ve okuduğu okulun Müdür Yardımcısı Tolga ERDEM ile Vakfımızı ziyaret eden Miray, “Çanakkale Zaferinden etkilenerek yazdığım şiirin birinci olmasıyla aldığım ödülü, Mehmet Akif ERSOY’un hayatından etkilenerek bir yardım kuruluşuna bağışlamaya karar verdim.” diyerek, yaşından büyük bir duyarlılık örneği gösteriyor. Kendisi küçük, yüreği büyük bağışçımız ile TSKMEV Basın ve Tanıtım Uzmanı Elif ÖNÇLER, umutla ve tebessüm ederek okuyacağınızı düşündüğümüz bir söyleşi gerçekleştirdi.
Elif Miray, okuyucularımıza biraz kendinden bahseder misin?
İsmim Elif Miray BAYRAK. 11 yaşındayım. Hayat Koleji 5c sınıfı öğrencisiyim. Okulumu tam burslu olarak kazandım, aynı zamanda BİLSEM öğrencisiyim. İki kardeşiz, kardeşim Asel de 7 yaşında. Aynı okula gidiyoruz.
Miray’cığım, Vakıfla nasıl tanıştığını ve bu kadar küçük yaşta, bağışçı olmaya nasıl karar verdiğini anlatır mısın bize?
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitler Günü için il çapında bir şiir ve resim yarışması düzenlendi. “Bir Destandır Çanakkale!” adındaki bu yarışmaya Ankara’daki tüm okullar katılacaktı. Ben de, “Kınalı Ali” isimli şiirimle yarışmaya katıldım ve birinci oldum. Birinci olduğum için ödül olarak bana bir gram altın hediye ettiler. Çanakkale Zaferinin yıl dönümünden önceki hafta, 12 Mart, İstiklal Marşımızın Kabulünün yıl dönümüydü. Öğretmenimiz de, bizden o gün için Mehmet Akif ERSOY’a mektup yazmamızı istedi. Mektup yazmadan önce internetten Mehmet Akif ERSOY’un hayatı ile ilgili araştırma yaptım. Yaptığım araştırmada, Mehmet Akif’in İstiklal Marşını yazdığı için kendine verilen ödülü kabul etmediğini okudum. Burada beni en çok etkileyen ve duygulandıran ise Mehmet Akif’in maddi durumu iyi olmamasına rağmen ödülü kabul etmemesi, hatta ödülün alınması mecbur olduğu için, ödülü aldıktan sonra bir yardım kuruluşuna bağışlaması oldu. Ben de Çanakkale Zaferinden etkilenerek yazdığım şiirden aldığım ödülü, Mehmet Akif’in hayatından etkilenerek bir yardım kuruluşuna bağışlamaya karar verdim. Bu kuruluşun da, şiirimin etkisiyle askeri bir kuruluş olmasını istedim. Ancak neresi olmalı bilemedim. Önce aileme sordum, sonra ailemle birlikte okulda öğretmenlerimle konuştuk bu konuyu ve en doğru yerin Mehmetçik Vakfı olacağına karar verdik. Sonrasında ise ailem sizlerle bağlantı kurdu ve ödülümüzü bağışlamak için Vakfa geldik.
Bu anlamlı davranışın ve duyarlılığın için çok teşekkür ederiz. Peki, bağış yapmak isteyenlere ve Şehit/Gazi ailelerimize ne söylemek istersin?
Öncelikle, ben buradaki herkesi çok sevdim. Çok sıcak davrandınız bize, hep gelmek isteyeceğim bir yer. Benim dedem yok, buranın başkanına o yüzden Paşa dede dedim, çok seviyorum onu. Buraya bağış yapmak isteyenler de güvenerek bağış yapabilirler, herkes çok ilgili ve paranın gittiği yerle ilgili çok güzel bilgiler verdiler bize. Miktarı fark etmez, az, çok ellerinden geleni yapabilirler. Şehit ve Gazilerimiz için ise şunu söylemek isterim. Bizler yataklarımızda huzurla uyuyalım diye, onlar canlarını hiçe sayarak bizim için savaşıyorlar. O yüzden biz ne yaparsak yapalım az kalır. Ama şunu bilsinler ki, biz de onları çok seviyoruz ve hep onlar iyi olsun diye dua ediyoruz.
Miray’cığım bu sene Vakfımızın 40’ıncı kuruluş yıl dönümü, bu konuda söylemek istediğin bir şey var mı?
Vakıf hep var olsun, çok yaşasın, doğum günü kutlu olsun, nice mutlu 40 yılları olsun, iyi ki Vakfı tanımışım…
Zeynep Hanım, öncelikle böyle aklı başında, duyarlı bir evlat yetiştirdiğiniz için sizleri tebrik eder, evlatlarınızın hep başarılı, güzel günlerini görmenizi dileriz. Bu vesileyle sizden de 40’ıncı yılımıza ilişkin çok kısa düşüncenizi alabilir miyiz?
Çok teşekkür ederiz güzel dilekleriniz için. Mehmetçikleri ve ailelerini tek tek tanımasak da, güzel varlıklarını yüreğimizde hissediyoruz. Hepsine gönülden minnettarız, onlar için ne yapsak az. İnşallah Vakıf daha da güçlenerek nice 40 yıllar yaşasın. Kızımın bu anlamlı ödülü, böylesine müstesna bir kurumla paylaşması bizler için büyük gurur. Aynı zamanda belirtmek isterim ki, bu sene kısmetse kurbanımızı da Vakfa bağışlayacağız içimiz rahat şekilde. Vakfın güvenilirliğini her zaman bilirdik ancak bizzat gelip, görünce, çalışmalarınız hakkında bilgi sahibi olunca, güvenimiz daha da arttı. Her zaman maddi ve manevi yanınızda olmak isteriz. Kızımız bu kadar kısa bir sürede, kendini buraya ait hissetti. Okula giderken Vakfın rozetini takmadan çıkmıyor evden. Bu aidiyet hissi bizim için çok kıymetli. İyi ki varsınız.
Tolga Bey, sizlere de, öğrencilerinizin milli duyarlılıklarının artması konusunda verdiğiniz destek için minnettarız. Söyleşimizi noktalarken kısaca sizin de duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Bizler de, Mehmetçik Vakfı ve tüm çalışanlarına teşekkür ederiz. Çocuklarımızın her biri bizim için çok kıymetli. Onların eğitim sürecinde, milli değerlerimiz konusunda ailelerinin oluşturdukları bilince, bizler de katkıda bulunabiliyorsak ne mutlu bize. Bu vatan hepimizin, bugünlere gelebilmek için nice vatan evladı verdik, bedeller ödedik, kıymetini bilmek ve yaşatmak hepimizin görevi. Elif Miray gibi pırlanta çocuklarımızın da bu bilinçle yanınızda olduğunu görmek bizim için büyük bir onur. Elimizden geldiğince her konuda yanınızdayız. Mehmetçik Vakfına, gücüne güç katacağı nice 40 yıllar dilerim, iyi ki varsınız!
Önceki