

Gazi Osman Çakmak
2014 yılında Meksika’da gerçekleştirilen Dünya Ampute Futbol Şampiyonasında Türkiye’ye dünya üçüncülüğü kazandıran ampute futbol milli takımının kaptanı Gazi Osman Çakmak, TSK Mehmetçik Vakfının 2015 yılı vekâleten kurban bağışı kampanyasının tanıtım yüzü oldu.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
1977 yılında Tokat’ın Zile ilçesinin Narlıkışla Köyünde doğdum. Dördü erkek, ikisi kız olmak üzere altı kardeşiz. Eğitim sürecim Narlıkışla İlköğretim Okulundan sonra sona erdi.
Ardından İstanbul'a gittiğimde ilkokul hocam, futbola olan ilgim ve yeteneğim nedeniyle bana eğitim ve futbol arasında bir seçim yapmam gerektiğini söyledi. Ben de çok sevdiğim için futbolu tercih ettim. Böylece futbol serüvenim başladı.
Nasıl gazi oldunuz?
1997 yılında Manisa Doğu Kışla'da acemi birliğini bitirdikten sonra İstanbul Hasdal'da piyade er olarak 45 günlük özel eğitimimi komutanlarım sayesinde aldıktan sonra Şırnak Bestler Dereler’de 1.26 iç güvenlik Piyade Tugay Komutanlığına katıldım. Vatanımızın birliği, beraberliği ve huzuru için her Türk evladı gibi, her dakikasında bu vatan için canımın her parçasını vermeye hazırdım. 05 Kasım sabah 05.00 sıralarında çıkmış olduğumuz yol emniyetinde mevzilerimize yerleşmek üzere hareket ettiğimizde havanın yağışlı olması nedeniyle termal kameralar gece görüntüsü alamamış. Böylece PKK'nın yola döşediği mayına basma sonucu sol bacağımı diz altından kaybettim.
Komutanlarım beni en hızlı şekilde Şırnak Devlet Hastanesi'ne ardından Diyarbakır'a ve oradan da Gülhane Askerî Tıp Akademisine tedavilerim için gönderdi. Tam 20 yaşında bu vatan için bir bacak feda ettim. Komutanlarımızın ve devlet büyüklerimizin bizi bu kadar sahiplenmesi, Mehmetçik Vakfının bize verdiği maddi ve manevi değerleri bir an bile eksik etmemesi nedeniyle hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Gazi olunca elbette hayatınızda pek çok şey değişti. Bu değişimin sizdeki yansımaları nasıl oldu?
Ben bu duyguyu anlatsam, cümlelere sığmaz… Benim protez takmam, ailemin bana vermiş olduğu destek… Söz konusu vatan olunca toparlanmam kısa sürdü. 1999 yılında evlendim. Derken 2000 yılında bir kız çocuğumun olması, 2001 yılında ikinci kızımın dünyaya gelmesi… Bu süre zarfında en büyük destekçim olan eşim ve çocuklarım hayata bakış açımı değiştirdi.
2007 yılında da oğlum dünyaya geldi. Zile Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde dernek başkanlığı yapmam, şehitlerimizin bizlere emanet olan aileleri bir arada tutmak ve benim gibi vatanı için bedeninden bir parça veren gazi arkadaşlarımızla bir arada birbirimize destek çıkmamız benim için ayrı bir gururdu.
Tedavim için Ankara'ya gelmem gerekiyordu Ankara TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezine 2008 yılında protezimin değişmesinin gerekliliğinden dolayı geldim. Hiç unutamayacağım iki komutanım Yusuf Kaya ve Faruk Apaydın bana "Evlat, vatan görevi bitmez o nedenle ampute futbol oynuyorsun" dediklerinde komutanlarımı dinleyerek ampute futbola başladım. Hem TSK'ya hem de milli takıma hizmet etmek benim ve ailem için ayrı bir gurur olmuştu. Ampute futbolda devamlılık kazanabilmem için sürekli Ankara’da yaşamam gerekiyordu. Bu nedenle Ankara'ya taşınmayı tercih ettim. 2012 yılında da TSK Güçlendirme Vakfı kuruluşu olan Roketsan AŞ’de çalışmaya başladım. Genel Müdürümüz Selçuk Yaşar, Yönetim Kurulu Başkanımız Eyüp Kaptan ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Zafer Çamlıca Roketsan AŞ ailesinin bir parçası olmamı sağladılar.
Aynı zamanda TSK Rehabilitasyon Merkezi Engelli Spor Kulübünde ampute futbolda takım kaptanı ve sporcu olarak devam etmekteyim. 2010, 2012 ve 2014 yıllarında ülkemizi yirmi dört ülke arasında üçüncülüğe erişerek temsil ettik. Ayrıca 2014 Dünya Şampiyonası'nda Milli Takım Kaptanı olmam beni daha da gururlandırdı. Çocukluk hayallerimden en önemlisini de böylece gerçekleştirmiş oldum.
Mehmetçik Vakfı bu yılki kurban kampanyası reklamlarında yer aldınız. Kendi hayatınızı canlandırmak nasıl bir duygu?
Mehmetçik Vakfının aziz şehitlerimizin bizlere emanet ettikleri ailelerine ve kahraman gazilerimize ve çocuklarımıza halkımızın desteği ile sahip çıkması ayrı bir gururdur.
Vakfın bu yılki vekâleten kurban bağışı kampanyasında kullanılan reklamında oynamam ve hayatımın çocukluğumdan itibaren canlandırılması bana geçmişimi hatırlattı. Apayrı bir gurur ve sevinç duydum… Bir anne ve bir çocuk düşünün… Anne evladını, baba evladını, eşler kocalarını ve çocuklar babalarını vatanımızın birliği ve beraberliği için feda ediyorlar… Onlar şehit ve gazi oluyorlar… Ve Mehmetçik Vakfı bu kahramanların en büyük destekçisi olduğu için ben böyle bir görev üstlendim. Vakfın Genel Müdürü Sayın Tamer Büyükkantarcıoğlu bana böyle bir teklif sunduğunda, “Komutanım siz böyle kutsal bir görevi bana layık gördüğünüz için ben bu görevi elimden geldiği kadarıyla en iyi şekilde yapmaya çalışırım” dedim. Sanırım elimden gelenin en iyisini de yaptım. Bana böyle bir görev verdikleri için TSK Mehmetçik Vakfına teşekkürlerimi sunarım.
Önceki Sonraki