

09.09.2019
Şehit Fatih Kemal YARAR’ın babası Salim YARAR 1943 doğumlu bir eğitimci ve vatan sevdalısı. Öğretmenlik hayatı boyunca gittiği her yerde eğitim ve öğretim koşullarının daha iyi olması için çabalayan Salim YARAR, 1994 yılında oğlunu şehit verdikten sonra ise ülkesi için yaptığı hizmetleri daha da ileriye götürmenin yanında oğlunun anısını yaşatmak için Şehit Fatih Kemal YARAR müzesini açtı. Mehmetçik Vakfı İstanbul Anadolu Temsilcisi E. Albay Ümit YÜCEKAN, şehit babası öğretmen Salim YARAR ile örnek hayatı, icraatları ve oğlu ile ilgili duygu yüklü bir söyleşi gerçekleştirdi.
Salim Amca okuyucularımız için biraz kendinizden bahseder misiniz?
12 Mart 1943 doğumluyum. 12 Mart gururlu, onurlu bir gün, İstiklal Marşımızın kabul günüdür malumunuz. Rahmetli Mehmet Akif ERSOY’u da rahmet ve minnetle anıyorum. İlkokulu Artvin Şavşat’ta okudum. Öğretmen okulunun sınavlarını kazandım. Öğretmen okulunun orta devresini Kars Susuz’da, lise devresini Gaziantep Öğretmen Okulu’nda okudum. Yüksek Bölümünü de Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde okudum. 1963-1964’te göreve başladım. Teşkilat İdare Kanun ve Yönetmelik derslerinde notlarım çok iyi olduğu için, daha stajyerken müdür vekili olarak çalıştım. 28 yıl ilkokul müdürü ve müdür yetkilisi, 2 yıl da ortaokul müdür vekili olarak çalıştım. 30 yılın sonunda 1992 Eylül’ün 19’unda emekli oldum. 1994 yılının 8 Ocak’ında oğlum şehit edildi. Vatan ve millet uğrunda canını veren şehidimizin gidişi bizi çok üzdü, kahretti. Ancak geçmişte parçalanmış olan bu vatan topraklarını birleştiren ve bu vatanı tekrar vatan haline getiren dedelerimize minnet ve şükran borçlu olduğumuzdan ve hiç unutmamamız gerektiğinden vatan sağ olsun dedim. Oğlum benden çıktı yüce Türk milletine, yüce Türk ulusuna feda oldu dedim. O günden sonra şehit oğlumun anılarını yaşatmak, geçmişi günümüze, günümüzü geleceğe taşımak için var gücümle uğraştım. Ayrıca dedim ki; şehit oğlumuzun maaşı, şehit oğlumuzun tazminatı gırtlağımızdan geçmeyecektir. Bunun için yol, elektrik, su, bayrak direği, Atatürk anıtı, Atatürk büstü, şehit çeşmesi ve kütüphane yapmayı tasarladım. 3-5 yıl biriktirdiğim o şehit maaşları birikince bir şeyler çıkıyor ortaya. Şırnak, Diyarbakır, Kocatepe Camii’nde şehit oğlumun cenaze törenleri yapılırken, Sakarya Valiliğinin aldığı karar ile görev yaptığım okula oğlumun adı verildi. Eğitime yaptığım katkının karşılığı olarak düşündüğüm bu durum, benim için ayrıca bir gurur kaynağı oldu.
Salim amca Şehit oğlumuz Fatih Kemal YARAR’dan kısaca bahseder misiniz?
Şehit oğlum Fatih Kemal YARAR çok anlamlı bir günde 22 Nisan 1972’de gece saat 24.00’de, Kestanepınarı Gazi İlkokulu Lojmanı’nda doğdu. 6 aylıkken Merkez Çökekler’e geldik. Çökekler okulunun bahçesi zengin ve geniş bir bahçeydi. Oğlum çok afacandı ve bu bahçede büyüdü. İlkokulu bu okulda, Ortaokulu benim açtığım ortaokulda, Liseyi Sakarya Ticaret Lisesi’nde, daha sonrada Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi İİBF İktisat bölümünde okudu… Değerli dostumuz muhasebeci İmdat AKGÜNLER’in yanında staj yaptı. Üniversiteye devam ederken kaydını dondurdu ve askerlik tecilini kaldırarak gönüllü olarak askere gitti. Evladım, çok sevecen, herkes tarafından takdir edilen, büyüğüne saygıda kusur etmeyen, komşularıyla iyi ilişkiler içinde olan, arkadaşlarıyla uyumlu olan, her cemiyete, her anma gününe eli boş gitmeyen çok sosyal bir çocuktu. Askerlik hizmeti sırasında şehit oldu ve benden çıktı, yüce millete mal oldu. Bakıyorum herkes Fatih’ten bahsediyor. Oğlumun şehitliğinde vatan sağ olsun dememin temelinde dedelerimizin, parçalanmış olan bu toprakları canlarıyla bedel ödeyerek vatan yapmasıdır. Mustafa Kemal ATATÜRK der ki; “Hür ve bağımsız yaşamanın mutlak bir bedeli vardır. Bu bedel çok zaman candır.” Çanakkale’de canlarıyla, çarıklı ve çamurlu ayaklarla çamurlu yollardan Çanakkale’ye giderek canlarıyla bedel ödeyerek Çanakkale’nin geçilemeyeceğini ispat edenlerin torunlarıyız biz. Tabii ki vatan sağ olsun diyeceğiz. Bu vatanda hür ve bağımsız yaşayalım diye elbet birimizin çocuğunun gemisi batacak, diğerinin helikopteri düşürülecek, diğeri hain kurşuna maruz kalacak ama bayrak direkte, vatan sevgisi yürekte artarak devam edecek.
Salim amca Mehmetçik Vakfı hakkında neler söylemek istersin? Neler düşünüyorsun?
Mehmetçik Vakfı Türkiye’de en güzel, en dürüst, en sistemli çalışan vakıfların başında geliyor. Mehmetçik Vakfımızı en kapsamlı hizmetleriyle tanıyoruz. Herkesin, her Türk vatandaşının, Ne Mutlu Türk’üm diyebilen, bunu derken de gurur duyan her Türk vatandaşının gözü kapalı desteklemesi gereken bir vakıftır Mehmetçik Vakfı. Beni en çok etkileyen şu ki; Mehmetçik Vakfı, maddi olarak şehidimizin, gazimizin çocuğunun, doğduğu günden yüksek lisans eğitimini tamamladığı güne kadar yanında yer alıyor. Manevi olarak ise bir ömür… Bu pırlantaları okutması, güvence altında tutması, maddi/manevi topluma güzel bir insan olarak yetiştirmesi büyük bir güzelliktir. Ben Mehmetçik Vakfı’ndan gelen kurban kavurmasını 1-2 ay yiyemem gözlerim yaşarır. Onu dolabı açıp seyrediyorum. Vakfı’mız şehit ailesinin ve gazinin acil yardımına koşuyor. İlk yardım Mehmetçik Vakfı’ndan geliyor. Bu da ayrı bir güven, mutluluk ve gururdur. Bizleri unutmuyor.
Bir de ulusal günlerde, Cumhuriyete bağlılığımız gibi yüksek değerlerimiz olan konularda ziyaretleri, mektupları, tebrikleri eksik olmuyor. Mehmetçik Vakfı örnek bir eğitim faaliyeti yürütüyor. Mesela beni en çok etkileyen, şehit çocuklarının gezi faaliyetleriyle Çanakkale’ye, Anıtkabir’e götürülmesidir. Bundan yalnız ben değil çocuğunu kaybeden veya şehit yavrularımız en yakın ve en canlı şahitleridir gazilerimiz. Onların da önünde minnetle şükranla eğiliyorum. Mehmetçik Vakfı’mız şehit ailelerine gösterdiği ilgi ve alakayı gazilerimize de göstermektedir.
Salim amca Mehmetçik Vakfı Dergisi okuyucuları için ne söylemek istersin?
Mehmetçik Vakfı Dergisini duyarlı kişi ve kurumlar, hamiyetli insanlar en ince detayına kadar okuyor. Bunu övgüyle ve gururla söylemeyi kendime bir borç biliyorum. Mehmetçik Vakfı’nın dergisi doğrudan kalplere hitap ediyor. Bu arada Mehmetçik Vakfı’nın saygıdeğer bağışçılarından merhum Zeki MÜREN’i rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Onunla çok büyük anılarım var. 31 Ağustos’ta İzmir’e indiğim ilk gün Zeki MÜREN ile tanıştım. Zeki MÜREN ve Koç Ailesi’ne de Mehmetçik Vakfı nezdinde şehit babası olarak minnet ve şükran duyduğumu söylemeden geçemiyorum. Mehmetçik Vakfı ailesine, memurundan Genel Müdürü’ne kadar minnet ve şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsın Mehmetçik Vakfı…