Abla Tuğba ve Kız kardeşi Rabia Doğanoğlu
“Mehmetçik Vakfı bir kahraman gibi elimizden tuttu”
Onlar, Mehmetçik ailesine ait iki kız kardeş… Abla Tuğba Doğanoğlu yeni mezun, henüz çiçeği burnunda bir iktisatçı. Kız kardeşi Rabia ise işletme bölümü ikinci sınıf öğrencisi. Babaları Selami Doğanoğlu, 1994 yılında vatani görevini yaptığı Erzurum’da hayatını kaybettiğinde Tuğba üç, kardeşi Rabia ise henüz iki yaşında imiş. Annelerinin hem analık hem de babalık ederek büyüttüğü bu iki kız kardeş, hayat yolculuğunda hep birbirlerine destek olarak yürümüş. Gerisini kendilerinden dinleyelim:
Tuğba DOĞANOĞLU:
Ben 1991 yılında Nevşehir'in Acıgöl ilçesinde doğdum. İlkokul ve ortaöğretimimi Nevşehir’de liseyi ise Kayseri’de okudum. Daha sonra Erciyes Üniversitesi iktisat bölümünü kazandım ve bu yıl mezun oldum.
Babam ben üç yaşındayken 1994 yılında Erzurum'da şehit oldu. Benim hatırladığım tek şey babamın Türk bayrağına sarılı tabutu… O kare hep gözümün önünde. Bir de babamla geçirdiğim, hayal meyal hatırladığım küçük anlar… Sadece o kadar. Benim hayatım, annem ve kız kardeşim Rabia. Annem benim gözümde bir kahraman. Genç yaşta eşini kaybetmiş ancak dimdik ayakta durmuş. Bazen annemin yaşadığı o acı günleri düşünüyorum “nasıl dayanmış” diye. Sonra “çok güçlü bir kadın olduğu için” diyorum. Hem anne hem baba olmak kolay değil bir kadın için. Ben hem anneme hem de her zaman yanımda olduğunu hissettiğim babama layık bir evlat olacağım. Her zaman güçlü bir karaktere sahip olduğumu biliyorum. Evet, çok özlüyorum babamı. İçimde hep bir burukluk var, kimsenin anlamadığı, bilmediği… Ama hayatın da bir şekilde devam ettiğini biliyorum. Babam içimde bir yerde yaşıyor zaten.
“Bağışçılara ne kadar teşekkür etsek az”
Eğer Mehmetçik Vakfı olmasa, kültür gezilerini yapmasa benimle aynı kaderi paylaşan arkadaşlarımla tanışamazdım. Önceleri bize sadece maddi yardım yapan bir kurumdu. Ama 2010 yılında katıldığım geziden sonra gördüm ki aslında sadece maddi değil manevi olarak da yanımızda Mehmetçik Vakfı. Katıldığım gezilerde Vakıfta çalışan ablalarımı, ağabeylerimi tanıdım. Bize hiçbir zaman yabancı olmadılar. Her başımız sıkıştığında yanımızda olacaklarını biliyorum onlar iyi ki varlar.
Elbette bu gezide tanıştığım arkadaşlarım yalnız olmadığımı hissettiriyor onlar bana. Kurulan dostlukların hep devam etmesini umuyorum. Okulumdan yeni mezun oldum. Bütün fırsatları deneyip başarılı yerlere geleceğim biliyorum. Bunun için de çok çalışacağım. Dediğim gibi hem anneme hem de babama layık bir evlat olacağım.
Vakfa bağışta bulunan bağışçılara ne kadar teşekkür etsek az… Biz, o bağışlar sayesinde bu yerlere geldik. Annem iki küçük çocukla ne yapacağını bilemezken Mehmetçik Vakfı bir kahraman gibi bizim elimizden tuttu. Bu da Vakfa destekte bulunan bağışçılar sayesinde oldu tabi ki... Herkese çok teşekkür ediyorum iyi ki varsınız.
Rabia DOĞANOĞLU:
1992 yılında Nevşehir’de doğdum. İlkokulumu Nevşehir’de 75’inci Yıl İlköğretim okulunda tamamladım. Ortaokul ve lise hayatıma Kayseri’de devam ettim. Şu anda Erciyes Üniversitesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. İki kardeşiz ben ve ablam. Ablam benim hayatımdaki en değerlimdir. Hayat arkadaşım, dostum, yoldaşım...
Babam, 1994 yılında Erzurum da vatani görevini yaparken ben henüz iki yaşındayken kahramanca şehit olmuş. Babam şehit olduktan sonra annem ablam ve ben anneannemlerin evine gelmişiz. Artık yaşantımıza orada devam etmişiz. O zamanları elbette ki hatırlamıyorum. Hiçbir şeyden haberim olmadığından belki de her şeye gülüyordum. Babamın cenazesini belki de gülerek uğurladım. Belki de ağladım tabutuna o minicik ellerimle dokunarak… Hatırlamak mümkün olsa keşke… O zamanı bir kere görmüş olsaydım, dokunsaydım sarılsaydım içime çekip hissedebilseydim. Her zaman sokaktaki çocuklara özenmişimdir, babasıyla vakit geçiren gülen mutlu yüzlere. Ama hiçbir zaman bu duruma isyan edip kendimi yıpratmadım. Her zaman için daha güçlü olmak zorundaydım ve oldum da. Babama layık bir evlat olmak için elimden gelen her şeyi yaptım yapıyorum da. O her zaman benimle bunu da biliyorum. Ben gene çok şanslıyım adımı babam koymuş çünkü. Onun kızı olmaktan da gurur duyuyorum.
“Görmediğim bir adamı özlüyorum”
En önemlisi de böyle bir annem olduğu için ayrıca gurur duyuyorum. Onunla her zaman gurur duydum. Bizlere hem annelik hem babalık yaptığı için… Bizim mutsuz olmayalım diye elinden gelen her şeyi yaptığı için... Bu yüzdendir ki annelerin hakkı asla ödenmez. Her geçen gün daha da güçlendim vatanıma babama anneme layık olmak için çabalıyorum. Şehit kızıyım demekten de gurur duydum her zaman. Çoğunlukla kendimin psikologu oldum. Her zaman olumlu düşündüm kendimle konuştum belki saçma gelecek ama insan kendiyle konuşarak da rahatlayabiliyor. Bazen çok özlüyorum babamı… Soruyorlar bana görmediğin adamı nasıl özlersin diye özleniyormuş işte diyorum onlara.
Doğrusunu söylemek gerekirse kültür gezisine katılana kadar Mehmetçik Vakfı hakkında çok bir bilgim yoktu. Ama bu durum geziye gidip orada güzel dostluklar kurana kadardı. Benimle aynı duyguları paylaşan kardeşlerim olup, Vakıf personelini tanıyana kadardı. Türkiye'nin her yerinden benimle aynı duyguları taşıyan güzel kardeşlerim oldu. Vakıf, benim için artık kocaman bir aile… Mehmetçik Vakfı sayesinde çok fazla dost kazandım. Bu güzel dostlukların gerçekleşmesini sağlayan Mehmetçik Vakfına ve personeline çok teşekkür ederim. Orada kurduğum dostluklar benim için çok kıymetli. Hepsiyle konuşurken kendimi daha iyi hissediyorum. Onların da benim gibi düşünüp, benim hissettiklerimin aynısı hissettiklerini biliyorum. Kısacası birbirimizi tanıma fırsatı sağlayan Mehmetçik Vakfına çok ama çok teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca bize desteklerini esirgemeyen tüm bağışçılarımıza da sonsuz teşekkürler. İlerde iş hayatıma atılınca yapmak istediğim en güzel şeylerden birisi de Mehmetçik Vakfına, benim gibi olan tüm kardeşlerime bağış yapmaktır. Dilerim bu hayalim gerçek olur.
Önceki Sonraki