Şehit oğlu Ahmet Bektaş: Kader birliğimiz bizi büyük bir kardeşliğe götürdü...

Şehit oğlu Ahmet Bektaş
 

Bugün 20 yaşına gelmiş yakışıklı bir üniversite öğrencisi o. Doğum günlerini hep buruk, hep yarım kutlayan bir delikanlı… Çünkü ailesi onun dünyadaki birinci yaşını kutlamaya hazırlanırken, babasının ölüm haberi herkesi yasa boğulmuş. Ahmet Bektaş, bugün Doğuş Üniversitesinde psikoloji okuyor. Büyük bir gururla şehit bir babanın oğlu olduğunu söyleyen Ahmet, hayatını ve gelecek planlarını Mehmetçik Vakfı dergisi ile paylaştı.

Ben babaannem ve dedemin yanında büyüdüm annemle birlikte… Altı yaşına  kadar köyde yaşadıktan sonra annem benim daha iyi bir eğitim alabilmem için il merkezine taşınmış. Zaten annem benim hayattaki en büyük destekçim, koruyucum ve kollayıcım oldu. Ona duyduğum sevgimi ve minnetimi kelimeler zor dile getirir. “10 Ağustos 1994 tarihinde Aksaray’a bağlı Yağan köyünde kahraman bir babanın tek çocuğu olarak dünyaya geldim. 10 Ağustos 1995 tarihinde, benim tam da bir yaşına bastığım gün, acı haber baba ocağının tam orta yerine düşmüş… Hakkâri ili Çayırlı Karakoluna Jandarma Çavuş olarak dağıtımı yapılmış olan babam, Çukurca ilçesi Çayırlı-Işıklı köyleri arasında Mevzitepe Mevkiinde, bölücü örgüte karşı yapılan bir operasyonda mayına basması sonucu şehitlik mertebesine ulaşmış. O mayına bastığında sadece babam şehit olmadı, benim ve annemin geleceği de yeni baştan yazıldı.

      Şimdiye kadar hayata karşı farklı bakabilen ve hayatın bütün zorluklarını omuzlarında taşıyan bir çocuk olarak yaşadım. Fakat bu geçen yirmi yılda, şehit oğlu olmanın haklı gururunu da içimde taşıyorum. Elbette kolay değil ama şehit oğlu olmak benim için hayatta şeref duyabileceğim en önemli şeylerin başında geliyor.

      Baba diye boynuna atılmayı öyle isterdim ki…

      Evet, ben de tıpkı diğer şehit çocuğu kardeşlerim gibi ‘görmediğim bir adamı’ özlüyorum. Ona sarılmayı, ‘baba’ diye boynuna atılmayı o kadar çok isterdim ki… Halen onun bize bıraktığı emanetleri her elime aldığımda, gözlerim doluyor. Babamı tanımıyorum ama onun oğlu olmaktan şeref duyuyorum. Babam hakkında anlatılanlar, onunla ilgili konuşmak beni çok mutlu ediyor. Futbol aşığıymış mesela… Koyu bir Fenerbahçeliymiş… İçimden ‘bunları keşke onunla konuşabilseydim’ diyorum. Özellikle komutanlarının, babamın hatıra defterine yazdıklarını okuyunca tüylerim diken diken olmuştu. ‘İşte’ dedim kendi kendime… Ben böyle bir babanın evladıyım ve bundan da gurur duyuyorum. Şunu gayet iyi biliyorum ki şehit çocuğu olmanın getirdiği ağırlığı her omuz taşıyamaz.

      Lisedeyken sosyal bir alanda meslek sahibi olmak istedim. Bu nedenle üniversite tercihim de bu yönde oldu. Şu anda Doğuş Üniversitesinde psikoloji okuyorum. Sevdiğim ve istediğim bir bölümdeyim. Okulumu güzel bir dereceyle bitirmek en öncelikli hedefim. Sonrasında vatan borcumu iyi bir psikolog olarak ödemeyi istiyorum.

 Mehmetçik Vakfı beni büyük bir aile ile tanıştırdı

      Mehmetçik Vakfını kurumsal olarak biliyordum tabii. Ama asıl tanışmam evimize gelen bir gezi daveti ile oldu diyebilirim. Katıldığım kültür gezileri sayesinde anladım ki Mehmetçik Vakfı şehit ve gazi çocuklarını önemseyen, onlara gerçekten yardım eli uzatan büyük bir aile. Mehmetçik Vakfı sayesinde yalnız olmadığımı anladım ki bu da benim için çok önemli… Vakıf sayesinde büyük bir aile ile tanıştım. Vakfa yapılan bağışlar sayesinde birçok şehit ve gazi çocuğu iyi bir eğitim alabilme şansına erişiyor. Bu çok ama çok önemli.

      Kültür gezileri aracılığı ile benimle aynı kaderi paylaşan birçok kardeşimle tanıştım ve çok da mutlu oldum. Kader birliğimiz, bizi büyük bir kardeşliğe götürdü. Gezi sırasında kardeşlerimle beraber güldüm beraber ağladım. Onlarla ortak bir şeyler yapmak beni çok mutlu etti. Gezide bize eşlik eden Mehmetçik Vakfının değerli çalışanları da bizimle yakından ilgilendiler, adeta bize ağabey ve abla oldular. Onlara buradan bir kez daha teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız. Şu an o kadar fazla kardeşim var ki onların kardeşi olmaktan beni çok mutlu ediyor.

      Vakfın kültür gezisi sayesinde üniversite eğitimi için geldiğim İstanbul’da hiç yalnız kalmadım. Çünkü gezide tanıştığım kardeşlerim, hep yardımcım ve destekçim oldular. Mehmetçik Vakfına yapılan bağışlar sayesinde şu an çok iyi bir eğitim alıyorum. Mehmetçik Vakfının yeri benim için çok özel. Şimdi nasıl Mehmetçik Vakfı bizlere destek veriyorsa bir gün ben de benim gibi olan kader arkadaşlarıma desteklerimi sunmayı bir borç edineceğim. Vakfın bütün bağışçılarına ve çalışanlarına  saygılarımı sunuyorum.”

      Babamın şehit olmadan önce defterine yazdığı şiir:

Ağlama Anam

Asker oldum Çukurca’ya düştüm

Garip kaldım gözyaşı döktüm

Komando oldum dağlara düştüm

Sen ağlama dönerim anam

 

Savaş olsa savaşa gitsem

Boynumu kadere büksem

Mermi yiyip toprağa düşsem

Sarılıp boynuma ağlama anam

 

Şehit olsam toprağa yayılsam

Bayrağa sarılıp eve varsam

Sizleri boynu bükük bıraksam

Sarılıp boynuma ağlama anam

 

                                      JANDARMA ÇAVUŞ HACI BEKTAŞ ​

Önceki Sonraki