Gazi Memet KORKMAZ ile Söyleşi

Gazi Memet KORKMAZ ve Erzurum Temsilciliğimizden Levent TİZGİLİ

Memet KORKMAZ, Haziran 1994’te, Van-Hakkari sınırında bulunan Belbuka Tepesi’nde, patlama sonucu Gazi oluyor. “Ben Şehit olmadığım için üzüldüm fakat bu cennet vatan için iki gözümü kaybettim. Bugün olsa yine giderim. Bu topraklar kolay kazanılmadı. Bu cennet vatanda huzur ve güven içinde yaşamak için çok bedel ödendi, hala da ödeniyor. O yüzden vatana ve millete hayırlı birey olmak, çalışmak, üretmek, her vatandaşın asli görevi olmalı.” diyerek yaşadığı tüm zorluklara rağmen gösterdiği dirayetli tutumuyla aynı zamanda örnek bir vatandaş olan Gazi Memet KORKMAZ’la, Erzurum Temsilciliğimizden Levent TİZGİLİ, içten ve duygulu bir söyleşi gerçekleştirdi.

Memet bey, okuyucularımız için kendinizden bahseder misiniz?

Ben, birinci derece Gazi Memet KORKMAZ. 20 Ağustos 1973 tarihinde İspir/Erzurum’da doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi İspir’de yaptım. Üniversite sınavlarına girdim ve 1 puan ile öğretmenliği kaybettim.  Evliyim, 18 yaşında Merve adında bir kızım var. Ağır engelli olduğumdan, devlet tarafından verilen iş hakkımı kardeşime devrettim. Kardeşim, Erzurum İspir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışmaktadır. Gezmeyi ve tatile çıkmayı, ailemle beraber vakit geçirmeyi çok seviyorum.

Gazi olduğunuz dönemden bahsedelim mi biraz?

İş hayatına 1990 yılında atıldım. Sakarya ilinde yaşayan kız kardeşimin yanına gittim. Bir yıl süre ile Sakarya’da, Demirdöküm’de çalıştım. Daha sonra Bursa’daki kız kardeşimin yanına gittim. Askerlik çağım geldiği için babam askerliğimi ertelememi, ortalığın çok karışık olduğunu söyledi. Vatani görevimi yerine getirmek üzere 1993 yılında askere gittim. Acemi birliğim Narlıdere / İzmir’ de bulunuyordu. Sonrasında usta birliğim olan Diyarbakır 7’nci Kolordu Komutanlığı, İstihkâm Bölüğüne intikal ettim. Askerliğimin 1’inci yılında gönüllü olarak mayın arama tarama bölüğüne geçiş yaptım.1994 yılının Haziran ayında, Van iline operasyon için hazırlık yaptık. Van-Hakkâri sınırında bulunan Belbuka Tepesi’nde, uzman çavuşun bubi tuzağına düşmesi sonucu patlama meydana geldi. Olay anında patlamaya çok yakındım, yüzümden ve ayaklarımdan yaralandım. O sırada yardım istedim, beş dakika sonra dağın tepesindeki askerler yardıma koştu fakat ben o arada öleceğimi düşündüm. Kelime-i Şehadet getirmeye başladım, o esnada beklenmedik bir şey oldu. Kelime-i Şehadet getirdikten sonra bütün ağrılarım dinmeye başladı. Benimle beraber olan iki arkadaşım Şehit oldu. Daha sonra bizi ilk müdahale yapılması için helikopter ile Van Askeri Hastanesine, oradan da ambulans uçak ile Ankara GATA’ya sevk ettiler. Yanık bölümüne yatırdılar. Doktorlar gözlerime ışık tuttular, görüyor muyum diye defalarca ışık tuttular fakat göremiyordum. Doktorlar göremeyeceğimi bilmelerine rağmen bunu benden iki ay süre ile gizlediler. Daha sonra bir de ayaklarımdan ameliyat oldum iyileştim. 

Gazilik sonrası hayatınızdaki değişmelerin yaşantınıza etkileri nelerdi?

Tedavi bittikten sonra, tabii ki bu yaşadıklarımı kabullenmek kolay olmadı. GATA’dan taburcu olduktan sonra, İzmir’e kız kardeşimin yanına gittim. Kız kardeşimde kaldığım dönemde bir gün gözlerimin olmadığını unutup ablama “Abla her yer karanlık, elektrikler mi gitti?” diye seslenince ablamın ağladığını duydum. O anki ruh hali aklımdan çıkmaz bir türlü… On yıl sonra, Erzurum Askeri Hastanesine kontrol için gittiğimde bir asker doktorun beni muayene etmesi sırasında gözlerinin dolduğunu ve üzüldüğünü söyledi eşim, daha sonra öğrendim ki o doktor, beni GATA’da ilk tedavi eden doktormuş. Böyle duygusal anları sıkça yaşasak da, çok şükür hayat bir şekilde devam etti, ailemin, sevenlerimin desteğiyle hayata tutundum.

Mehmetçik Vakfı ile nasıl tanıştınız?  

Gazilik sürecime kadar Mehmetçik Vakfını çok bilmiyordum. GATA’da yattığım dönemlerde, birlik komutanım ve GATA personeli sağ olsunlar evraklarımı vermişler. O vesileyle Vakıfla tanışmış olduk. Sonrasında, Mehmetçik Vakfı personelinin beni evimde ziyaret etmeleri ve özel günlerde telefonla aramaları sayesinde Vakfı daha da yakından tanıma imkânı buldum ve ben de bu ailenin bir parçası oldum.

Mehmetçik Vakfına yardım yapmayı düşünenlere bir mesaj iletmek ister misiniz?

Mehmetçik Vakfı, maddi ve manevi olarak bize çok destek oluyor. Yeri geldiğinde bize can suyu olarak yetişiyor. Vakfa bağış yapmak isteyenler hiç kuşku duymasın, bağışları bizzat yerine ulaşıyor. Vakfa emeği geçenlere ve onlara destek olanlara şükranlarımı sunuyorum.

Sizce toplumun gaziye bakış açısı nasıl?

Toplumun Gaziye bakışı çok güzel çünkü bizler toplum olarak asker bir milletiz. Dışarı çıktığım zamanlarda beni bir engelli olarak görüyorlar fakat ne zaman ki askerde gözlerimi kaybettiğimi ve Gazi olduğumu söylüyorum o zaman halkın bakış açısı çok daha farklı oluyor, saygıları ve sevgileri daha bir artıyor.

Gazi Mehmet KORKMAZ ve eşi Havva KORKMAZ

Eşiniz Havva KORKMAZ’a sormak isterim, Gazi eşi olmak nasıl bir duygu?

Eşimle gurur duyuyorum. Eşimin neden bu durumda olduğunu bilmek, zor şartları aştığını ve bu günlere nasıl geldiğini bilmek bizlere gurur veriyor. Gazi eşi olmak onur kaynağıdır. Özelikle herhangi bir ortamda Gazi eşi olduğum için gösterilen saygı, ilgi, alaka beni ve çocuğumu çok mutlu ediyor.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz? 

Çatışma esnasında iki arkadaşımı Şehit verdim. Ben Şehit olmadığım için üzüldüm fakat bu cennet vatan için iki gözümü kaybettim. Bugün olsa yine giderim. Bu topraklar kolay kazanılmadı, bu cennet vatanda huzur ve güven içinde yaşamak için çok bedel ödendi, hala da ödeniyor. O yüzden vatana ve millete hayırlı birey olmak, çalışmak, üretmek, her vatandaşın asli görevi olmalı. Son olarak her koşulda bizlerden desteğini esirgemeyen Mehmetçik Vakfına ve tüm bağışçılarımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Önceki Sonraki