

Gazi Murat YILDIZ, eşi, Yasemin YILDIZ, küçük oğlu Alperen YILDIZ ve
Erzurum Temsilcimiz E.Alb. Alparslan ERYYILMAZ
Gazi Murat YILDIZ, 1976 doğumlu, evli ve üç çocuk babası. 1998 yılında vatani görevini yaptığı sırada Erbaa/Tokat Sarıkız Mevkiinde çıkan çatışma esnasında Gazi oluyor. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen “Biz Gazilere düşen görev, evlatlarımızı vatanına, milletine, bayrağına âşık, tutkulu bir nesil yetiştirmektir. Bunu da Rabbimin izniyle başaracağız.” diyerek vatan ve bayrak aşkını her fırsatta vurgulayan Murat Bey’le Erzurum Temsilcimiz E.Alb. Alparslan ERYILMAZ duygu yüklü bir söyleşi gerçekleştirdi.
Murat Bey, bize kendinizden bahseder misiniz?
Ben, 6’ncı derece terörle mücadele Gazisi Murat YILDIZ. 10 Mart 1976 yılında Yakutiye/Erzurum’a bağlı Şıh köyünde dünyaya geldim. İlköğretim tahsilimi köyümde tamamladım. Ortaokul ve lise tahsilimi açıktan yaptım. Çocukluğumdan, askerlik çağıma kadar on üç yıl Erzurum Sanayi Sitesinde oto boya işlerinde çalıştım. Ayrıca sanat okulunda okuyarak kalfalık ve ustalık belgelerimi aldım. Askerlik çağım gelmişti, inanın çok heyecanlıydım. Bir an önce askere gidip vatani görevimi yapmak istiyordum. Eşim Yasemin YILDIZ ile 2004 yılında evlendik. İki oğlum bir kızım var. Eşim Yasemin Hanım ev hanımı, oğlum Batuhan 11’inci sınıf, kızım Livanur 7’nci sınıf ve küçük oğlum Alperen 3’üncü sınıf öğrencisidir. Eşim ve çocuklarımla geçirdiğim her saniye benim için her şeyden önemli. Ailem benim yaşam kaynağım. Eşim, çocuklarım için Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Devletimin bana tanıdığı iş imkânıyla TEDAŞ Müessese Müdürlüğünde on dört yıl çalıştım. Temmuz 2013 yılında kurumum TEDAŞ’ın özelleşmesi nedeniyle Kasım 2013 yılından itibaren DHMİ Erzurum Havalimanı Başmüdürlüğünde çalışıyorum.
Biraz da Gazi Olduğunuz Dönemden Bahsedelim mi?
76/4 tertip olarak Kasım 1996’da acemi eğitimimi İzmir Yeni Foça 7’nci Jandarma Komando Er Eğitim Alay Komutanlığında Tamamladım. Üç ay eğitim sonrası, on beş kişiden oluşan timle birlikte yeni görev yerim olan Birliğim Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanlığına Bitlis Tatvan’da katıldım. Terörle mücadelede ilk görev yerim olan Tunceli’ye Sikorsky helikopterle operasyon için karlı bir dağlık alana tim olarak bırakıldık. Ardından sırasıyla Bitlis, Van, Bingöl, Siirt, Elazığ ve Muş gibi illerde (PKK-BTÖ ile) birçok sıcak çatışma yaşadık. 1997 yılı kış ayında tabur olarak Tatvan/Bitlis’ten, Almus/Tokat’a bağlı Gümeleönü köyü bölgesine taşındık. Bundan sonraki görev yerim, Tokat, Amasya, Ordu bölgeleriydi. Tokat ilinde (DHKP C-TİKKO) örgütleri ile birebir silahlı çatışmalar yaşadım. Karedeniz bölgesi olmasından dolayı çok dikkat edilmesi gereken hususlar vardı. Son operasyonum olan Niksar/Tokat ve Erbaa tarafında görüntü alındı haberi üzerine 13 Mart 1998 yılında gece sabaha karşı saat 02.00 sularında operasyon için yola çıktık, gece ve gündüz boyunca Niksar bölgesinde timimizle beraber A/T faaliyeti yapmaya devam ettik. Saat 15.30 civarında birliğimize gitmek için yola çıkmıştık, ne olduysa o anda oldu. İhbar üzerine Erbaa/Tokat, Sarıkız Tepe mevkiinde diğer birlikler tarafından kıstırılmış (DHKP C-TİKKO) grubu üyeleri ile 16.30-17.30 sularında 5’inci tim avcı eri ve RPG7 roket atar badisi olarak sıcak temas, şiddetli yoğun ateş altında çatışmaya devam ettim. (DHKP C-TİKKO) örgütleri ile şiddetli çatışma esnasında sol bilekten ve parmağımdan yaralanarak Gazi oldum. Beni ilk önce Amasya Devlet Hastanesine daha sonra Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Askeri Hastanesine sevk ettiler. Yaralandıktan sonra komutanlarımdan, aileme bilgi verilmemesini rica ettim. Biliyordum ailemin çok üzüleceğini ancak annem ve babama bir Şehidimizin ve iki yaralımızın olduğu operasyonda “Oğlunuz kahramanlık gösterdi” diye haber gitmiş. Ailemin içlerine bir sıkıntı düşmüş, evime döndüğümde olayı bana anlatmışlardı. Buradan tüm devre arkadaşlarıma kucak dolusu selamlar gönderiyorum.
Gazilik sonrası hayatınızdaki değişimlerin yaşantınıza etkileri neler oldu?
Tedavimden sonra GATA’dan çıktığımda kendimi büyük bir boşlukta hissettim. Evin beş çocuğundan en büyüğüydüm, ailemin maddi durumu ise iyi sayılmazdı. Bileğimden geçen kurşun sinirleri ve kan dolaşım damarlarımı parçalamış ve ameliyat sonrası doktorum Yüzbaşı Sn. Selçuk IŞIK “Ortalama yedi ay sonra tırnakların çıkmaya başlar.” dedi. Sol elimi on altı ay hiç kullanamadım. Bir süre psikolojik sıkıntılar yaşadım. Ailem o dönem sık sık birliğe telefon açıyor, beni soruyor. Cevap olarak ise operasyonda diyorlar. O süreç içerisinde hastanede tedavi görmekteydim. Tedavi sonucu üç ay hava değişim ile memleketim Erzurum’a geldim, merkezde bir eczaneye gittim. Durumu anlattım bileğimde bulunan sargı bezlerini değiştirdiler. Eve indiğimde annem karşıladı sarıldık, annem ve kardeşlerim hıçkıra hıçkıra ağladılar. Sonrasında ben operasyon detaylarını ailemle paylaştım. Devletimizin ve Mehmetçik Vakfının bana sağladığı desteğin, psikolojimin düzelmesi ve yaşam kalitemizin artması yönünde etkisi çok büyük oldu. Bu nedenle bir de buradan çok teşekkür etmek isterim.
Peki, Mehmetçik Vakfı ile tanışma öykünüzü paylaşır mısınız bizimle?
Mehmetçik Vakfıyla ilk GATA Askeri Hastanesinde tedavim devam ederken, komutanım vasıtasıyla tanıştım. Nakdi yardım işlemlerim için bir araya geldik. Mehmetçik Vakfından 2010 yılından itibaren 3 aylık periyotlarda, düzenli bir şekilde nakdi yardım alıyorum. Mehmetçik Vakfı tarafından evime, iş yerime yapılan ziyaretler, özel günlerimizde aranmamız, gönderilen tebrik mektupları inanın biz Gazileri ve Şehitlerimizin emanetlerini çok mutlu ediyor. Vakıftan aldığım destek, hayatımı kolaylaştırmaya devem ediyor. Vakfın bizleri ailenin bir evladı gibi görmesi içimize ayrıca huzur ve neşe veriyor. Mutlu ve huzurlu bir evliliğim, üç tane de aslan gibi evladım var. Batuhan, Livanur ve Alperen, büyüklerin ellerinden öperler. Mehmetçik Vakfından almış olduğum destek ile çocuklarımın eğitimine katkı sağlıyorum. Mehmetçik Vakfı Genel Müdürlüğü ve Erzurum Temsilciliğinin değerli komutanlarına, sivil çalışanlarına gönülden teşekkür ediyorum. Biz Gazilere düşen görev ise evlatlarımızı vatanına, milletine, bayrağına âşık, tutkulu bir nesil yetiştirmektir. Bunu da Rabbimin izniyle başaracağız.
Mehmetçik Vakfına yardım yapmayı düşünen insanlara bir mesaj iletmek ister misin?
Öncelikle, bu ülkenin güvenliği uğruna Şehit düşen ve Gazi olan vatanımızın asil evlatları için canla başla çalışan, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen, her türlü sıkıntılarımızda yanı başımızda olan, hiç bir zaman bizleri yalnız bırakmayan, dert ortağımız olan Mehmetçik Vakfına bir Gazi olarak şükranlarımı ve memnuniyetimi arz ederim. Mehmetçik Vakfından biz razıyız, Rabbim de sizlerden razı olsun. Mehmetçik Vakfına bağışta bulunan değerli bağışçılarımız şunu iyi bilsinler ki, yaptığınız tüm yardımlar kuruşu kuruşuna isabetli ve doğru yerlere ulaşmaktadır. Destek olan tüm bağışçılarımıza en derin minnet, şükran ve saygılarımı sunuyorum. Hayatta olan destekçilerimize sağlıklı uzun ömürler, Rahmetli olmuş destekçilerimize Allahtan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun inşallah.
Sizce toplumun Gaziye bakış açısı nasıl?
Şahsıma göre bir Gazi, milletin ve toplumun kahramanıdır. Türk Milleti askerine her daim saygısıyla ve sevgisiyle bakmış, Şehidine, Gazisine ise her daim sahip çıkmıştır. Ufak tefek istisnaları saymazsak, her gittiğimiz yerde Gazilik makamının ve derecesinin yüksekliğini bize hissettirmişlerdir. Bu yüzden değerli Türk halkına da minnettarlığımı sunarım.
Eşiniz Yasemin Hanım’a ve çocuklarınız Batuhan, Livanur ve Alperen’e sormak isterim, Gazi Eşi ve Gazi Çocuğu olmak nasıl bir duygudur?
Yasemin YILDIZ: Gazi eşi olmaktan her zaman gurur duymuşumdur. Bu mertebe her insana nasip olmaz. Çok sevdiğim değerli eşimin, can yoldaşımın vatan için silahlı çatışma sonucu sol bileğinden ve parmağından yaralanarak Gazilik mertebesine ermesi, hepimiz için her zaman onur kaynağı olmuştur. Eşimin hakkını hiç bir zaman ödeyemem.
Batuhan YILDIZ: Ben babamın büyük oğluyum. Babamın Gazi olması beni gururlandırıyor. Devletimizin ve Mehmetçik Vakfının desteğiyle özel bir lisede, tam burslu olarak okuyorum. Babam Gazi olmasaydı, belki de ben böyle bir eğitim alamayabilirdim. Her zaman arkadaşlarım ve çevrem tarafından Gazi çocuğu olduğum için sevilip sayılıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. İyi ki varsın babam.
Livanur YILDIZ: Ben Babamın biricik prensesiyim. Gazi kızı olmaktan her zaman gurur duyuyorum. Ben de Devletimizin ve Mehmetçik Vakfının desteğiyle özel bir ortaokulda tam burslu olarak okuyorum. Babam Gazi olmasaydı, ben de böyle bir eğitim alamayabilirdim. Babamın Gazi olması her zaman beni gururlandıran ve saygınlığımı artıran bir durum oldu. Her daim varlığını yanımda hissettiren benim Gazi babam, iyi ki varsın.
Alperen YILDIZ: Ben Babamın küçük oğluyum. Canım babamın Gazi olması beni çok gururlandırıyor. Ben de babam gibi büyüdüğümde askere gidip vatanımız için elimden ne gelirse yapacağım. İyi ki varsın, iyi ki benim babamsın. Seni çok seviyorum.
Murat Bey, Mehmetçik Vakfının 40’ıncı yılı ile ilgi duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Mehmetçik Vakfının bizlere vermiş olduğu değeri sizlerin aracılığıyla biliyoruz. Vakıfta çalışan komutanlarımıza, Vakfın kuruluşunda emeği geçenlere ve tüm personele minnettarız. Bu yüzden diyorum ki nice 40’ıncı yıllara Mehmetçik Vakfı. İyi ki varsın!
Murat Bey, son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?
Vatanımızın her bir karış toprağı aziz Şehitlerimizin kanları ile sulanmıştır. Ben de vatanım için her daim savaşmaya hazırım. T.C. Devletine ve ay yıldızlı bayrağıma canım feda olsun. Ülkemizin refahı için daha nice bedeller ödeyecek ve nice canlar feda olsun diyecek bir Türk Gençliği var! Rabbim vatanımıza, bayrağımıza, ezanımıza sahip çıkacak bir nesil yetiştirmemizi bizlere nasip eder inşallah. Biz Gazilere, baba şefkati ile gözü gibi bakan Mehmetçik Vakfına ve tüm bağışçılarımıza içtenlikle teşekkür eder, tüm okuyucularımıza selam ve saygılarımı sunarım.
Önceki Sonraki