Gazi Yunus Emre AYHAN ile Söyleşi

Gazi Yunus Emre AYHAN ve Adana Temsilciliğimizden Özkan CAN

Yunus Emre AYHAN, Beytüşşebap / Şırnak İlçe Jandarma Asayiş Komando Bölüğünde askerlik görevini yaparken, 2007 yılında mayına basmak suretiyle her iki bacağından da yaralanarak gazi oldu. Adana Temsilciliğimizden Özkan CAN, “Vatanım için değil bacaklarımı, canımı bile gözümü kırpmadan feda ederim.” diyen Gazi Yunus Emre AYHAN’la, duygu yüklü bir söyleşi gerçekleştirdi, bizler de değerli gazimizin içten ve onurlu hikâyesini sizlerle paylaşmak istedik.

Yunus Emre Bey, okuyucularımız için biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben birinci derece Gazi Yunus Emre AYHAN. 09 Mayıs 1986 tarihinde Adana’da doğdum. Ortaokul mezunuyum, askere gitmeden önce gıda toptancılığı yapan bir firmada çalışıyordum. Evliyim, 9 yaşında Selim, 5 yaşında İsmail Emre adında iki çocuk sahibiyim. Şu anda devlet tarafından verilen iş hakkını kullandım ve Adana İl Sağlık Müdürlüğü, 112 Acil Başhekimliğinde çalışmaktayım. Doğa ve avcılık hobilerim arasında olup, ailemle beraber vakit geçirmeyi, gezmeyi ve tatile çıkmayı çok seviyorum.

Vatani görevimi yerine getirmek üzere 2007 yılında askere gittim. Acemi birliğim Kırkağaç/Manisa’da bulunuyordu. Sonrasında usta birliğim olan Beytüşşebap/Şırnak İlçe Jandarma Asayiş Komando Bölüğüne intikal ettim. Askerliğimin son dönemleriydi ve 17 Eylül 2007 tarihinde, Çekiç-2007 operasyonu kapsamında Kato Dağı’na operasyon yaptık. Akşamüzeri başlayan operasyonda, kobra helikopterler ve obüsler eşliğinde sabaha doğru tırmanışımızı tamamladık ve saat 05.45’te komutanımızın çök emri ile hepimiz çöktük. Kısa bir dinlenmenin ardından Kaçkapı Mevkiine doğru harekete geçtik. Ben en arkadaydım ve fazla bir süre geçmeden üzerine bastığım mayın patladı. Benimle beraber benim önümde yürüyen Hüseyin ÖZTÜRK üsteğmenim de sırtından yaralanmıştı. İlk müdahaleyi tim komutanımız yaptı. Daha sonra bizi helikopterle aldılar, ben giderken kendimi kaybetmişim. Helikopter bizi Şırnak Askeri Hastanesine getirmiş, burada 5-6 günlük ön tedavi sonrası Diyarbakır Askeri Hastanesine ve burada da geçirilen 8-10 günlük tedavinin ardından Ankara GATA’ya sevk edildim. Sağ diz altı ve sol diz üstü ampütasyon uzuv kaybı mevcut olup tedavilerim tamamlandıktan sonra taburcu edildim. Şu an her iki bacağımda da protez bulunmaktadır. Devletten ve Mehmetçik Vakfı’ndan tüm haklarımı 2008 yılında aldım.

Gazilik sonrası hayatınızdaki değişimlerin yaşantınıza etkileri nelerdir?

Tedavi bittikten sonra tabii ki bu yaşadıklarımı kabullenmek kolay olmadı. Fakat her geçen gün kendimi geliştirmeye gayret ettim. Bundan sonra nasıl yaşarım, amacım ne olmalı gibi hesaplar yaparak kendimin doktoru olmaya çalıştım. Hiçbir zaman pes etmedim ve hep hayata tutundum. 

Yaşadıklarımda en büyük destekçim öncelikle ailem oldu. Özellikle eşimin desteği ve çocuklarımın varlığı benim için çok önemlidir. Eşimin, hayata tutunmamda ve bu günlere gelmemde çok büyük emeği ve desteği vardır. Ayrıca doğa ile ilgilenmek, kendime çeşitli ilgi alanları yaratmak da hayata bağlanmamı sağladı. Düşünsenize sağlıklı bir birey olarak askere gidiyorsunuz ve şu an iki bacağınız yok. Görüntüde var gibi gözükse de gerçekte yok. İnsan inandıktan sonra bütün zorlukların üstesinden gelebiliyor. Önemli olan hayata pozitif ve doğru pencereden bakabilmek…

Mehmetçik Vakfı ile nasıl tanıştınız?

Mehmetçik Vakfı’nı, acemi birliğinde Mehmetçik Yaşam Sigortası yapılırken tanıdım ve öğrendim. İnsan hayatta başına hiçbir şey gelmeyecekmiş gibi yaşıyor fakat yarınımızın bile garantisi yok. Sigorta yapılırken hiç olumsuz bir şey düşünmemiştim ama uygulamanın çok doğru olduğunu sonradan anlıyorsunuz. GATA’da devam eden tedavi sürecinde benim tüm işlerimi babam takip etti. GATA personelinin verdiği bilgiler ve Mehmetçik Vakfı Adana Temsilciliği personelinin yardımları ve desteği ile tüm müracaatlarım yapıldı. Emekli Sandığı ve Mehmetçik Vakfı’ndan, birinci dereceden yardım alıyorum. 

İlerleyen yıllarda Mehmetçik Vakfı personelinin beni evimde ziyaret etmeleri ve özel günlerde telefonla aramaları sayesinde Vakfı daha da yakından tanıma imkânı buldum. Mehmetçik Vakfı’nın yapmış olduğu yardımlar biz gaziler için çok anlamlı. 

Mehmetçik Vakfı’na yardım yapmayı düşünenlere bir mesaj iletmek ister misiniz?

Her yerde Mehmetçik Vakfı’nı, faaliyetlerini tanıtmaya ve anlatmaya gayret ediyorum. Bağış yapmayı düşünen herkesin Mehmetçik Vakfı’nı tercih etmesi gerektiğini söylüyorum. Mehmetçik Vakfı’na yapılan bağışların en ufak bir kayba uğramadan bizlere ulaştığını insanlara anlatmaya çalışıyorum. 

Sizlere yaşadığım bir olayı anlatmak isterim. Benim gazi olduğumu öğrenen ve Avusturalya’da yaşayan bir hanımefendi benim yanıma gelerek “Ben ve arkadaşlarım Avusturalya’da yaşıyoruz, bizler ülkemizi ve askerlerimizi çok seviyoruz, bu nedenle de Mehmetçik Vakfı’na düzenli olarak bağışta bulunuyoruz. Yaptığımız yardımlar sizlere ulaşıyor mu?” diye sordu. Ben de “İçiniz rahat olsun, yaptığınız yardımlar bizlere ulaşıyor ve bu konuda Mehmetçik Vakfı’na sonuna kadar güvenebilirsiniz.” dedim. 

Ayrıca Mehmetçik Vakfı’nın yılda iki defa okuttuğu mevlit faaliyeti ve kurban kesim faaliyetlerinde gösterdiği hassasiyeti takdirle karşılıyorum. Mevlitler ile ilgili olarak mesajla bilgilendirilmek, yerel ve ulusal gazetelerde ilanlarını görmek de ayrıca çok sevindirici. Şu ana kadar iştirak edemesem de çok anlamlı buluyorum. 

Sizce toplumun gaziye bakış açısı nasıl?

Bizlerin beklediği sadece biraz saygı… Bu nedenle gazilik ve şehitlik kavramlarının çocuklarımıza aşılanması ve öğretilmesi gerek. Çocukları eğitebilirsek sanırım toplumu da eğitmiş oluruz. Ayrıca bizim ismimizi kullanmak isteyenlere de karşı duruyoruz. 

Eşiniz Sevinç AYHAN’a sormak isterim, gazi eşi olmak nasıl bir duygu?

Eşimle gurur duyuyorum. Eşimin neden bu durumda olduğunu bilmek, hangi zor şartları aştığını ve bu günlere nasıl geldiğini bilmek bizlere gurur veriyor, gazi eşi olmak onur kaynağı. Özellikle herhangi bir ortamda gazi eşi olduğum için gösterilen saygı, ilgi, alaka beni ve çocuklarımı çok mutlu ediyor. Çocuklarım okullarında babalarından gururla bahsediyorlar.            

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

Vatanım için değil bacaklarımı, canımı bile gözümü kırpmadan feda ederim. Bugün çağırsalar düşünmeden tekrar askere giderim. Bizler bu duygularla ve terbiyeyle büyüdük. Gazi olduktan sonra Mehmetçik Vakfı hayatımıza girdi ve Mehmetçik Vakfı hayatımızda olduğu için, bizleri yalnız bırakmadıkları için ve de bizleri unutmadıkları için şükranlarımı sunuyorum.

Önceki Sonraki