

Bağışçımız Şehit Babası Kaya Yılmaz
TSK Mehmetçik Vakfı’na Kars il merkezinde bulunan konutunu bağışlayan şehit babası Kaya YILMAZ, Vakıf Erzurum Temsilcisi Sabri TOPDAĞI ile Şehit Aileleri Gazi ve Malul İşlemleri Uzmanı Metin Nazmi CENKER tarafından evinde ziyaret edildi. Kaya amca ile yaptığı bağış hakkında sık sık gözlerimizin yaşardığı, duygu dolu olmasının yanı sıra gurur duyduğumuz bir sohbet gerçekleştirildi.
Kaya amca okuyucularımız için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben 1939 yılında Kars’ın Sarıkamış ilçesine bağlı Benliahmet köyünde doğdum, 79 yaşındayım. 1959 yılında askere gittim, 24 ay askerlik yaptım. Acemi eğitimini Burdur’da 58’inci Topçu Er Eğitim Alayı’nda tamamladıktan sonra, dağıtım olduğum birliğimin de iştirak ettiği bir tatbikat için iki ay kadar Ankara’da kaldım. Askerliğimin geri kalanını Bolu’da tamamladım ve oradan terhis oldum. 1964 yılında evlendim. O dönemde ailemin geçimini çiftçilik yaparak, kıt kanaat sağlamaya çalışıyordum. 1969 yılında eşimi ve iki çocuğumu memlekette bırakarak işçi olarak Almanya’ya gittim. 1972 yılında ailemi de Almanya’ya, yanıma aldım. Emekli olarak yurda kesin dönüş yaptığım 1998 yılına kadar forklift diye ifade edilen yükleyici operatörü olarak çalıştım.
İlkbahar ve yaz aylarında memleketim Kars’a gelip beş-altı ay kadar burada kalıyorum. Diğer zamanlarda İstanbul’da ikamet ediyorum. Şehit olan oğlumdan başka dört oğlum ve iki kızım var. Geçtiğimiz yıllarda kalp ritim bozukluğu problemi yaşadım, tedavi oldum. Çok şükür sağlık durumum yaşıma göre çok iyi. Eşimin şeker ve tansiyon gibi bazı sağlık problemleri var. Birbirimize sürekli destek olarak yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz.
Şehit olan oğlunuzdan bahsedebilir misiniz?
Oğlum Atakan, çocuklarımdan dördüncüsüydü. 1976 yılında Almanya’da dünyaya geldi. Diğer çocuklarım gibi o da millî ve manevi değerlerimize bağlı olarak yetişti. Henüz daha dört aylıkken, bir akşam iş dönüşü kucağıma alıp sevdikten sonra ona; “Seni okutacağım hafız olacaksın, İnşallah askere gidince de şehit olacaksın” dedim. Annesi benim sözlerimi duyunca “Neden öyle konuşuyorsun” diyerek göğsüme sert bir yumruk vurdu, ama Allah söyletmişti o sözleri bana. Gerçekten Atakan okudu hafız oldu, askere gidince de şehit oldu. Hakkâri’de iç güvenlik birliğinde onbaşı olarak askerliğini yaparken, çıktıkları bir operasyon görevinden dönüşte birliğiyle düştükleri pusuda, 22 Temmuz 1997 tarihinde şehit oldu.
Vakfımızla nasıl tanıştınız, bağışçı olmaya nasıl karar verdiniz?
Şehit babası olduğum için zaten TSK Mehmetçik Vakfı’nı yakından tanıyordum. Mehmetçik’i, askerimizi, ordumuzu çok severim. Türk Silahlı Kuvvetlerinin her ferdini, ailece öz evladımız olarak görürüz. Bağımsızlığımızın ve güvenliğimizin ordumuzun gücüne, askerimize bağlı olduğuna yürekten inanıyorum. Her akşam namazımı kılıp yemeğimi yedikten sonra televizyonun karşısına oturur ve yaklaşık iki saat kadar haber programlarını izlerim. Daha önceden de Mehmetçik Vakfı’na hep destek olmak istiyordum, özellikle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları icra edilirken; Mehmetçiklerimizin, vatanımızın ve milletimizin güvenliğini sağlamak için ne kadar güç koşullarda fedakârca mücadele ettiklerini gördüm. Yaşım da ilerlediği için Vakfa bağışımı bir an evvel yapmaya karar verdim.
Vakfa bağış yaparken çocuklarımı ihmal etmedim. Onların iş, güç sahibi olmaları, düzenlerini kurmaları için hep destekçileri oldum, olmaya da devam ediyorum. Kars’a gelip buralarda yaşamayı düşünmüyorlar. Bu evi bağışlama düşüncemi kendilerine açtığımda hepsi de yürekten desteklediler. Çocuklarım da birer şehit ağabeyi, şehit kardeşi olarak TSK Mehmetçik Vakfı’na bağış yapmamdan dolayı çok mutlu oldular. Bu ülkede ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde bağımsız bir şekilde yaşıyorsak, bunu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve onun kahraman Mehmetçiklerine borçluyuz. Ben bağış yaparak bu borcumu bir nebze de olsa ödemeye çalıştım.
Bağış yapmayı düşünenlere ve Vakfımızdan yardım alanlara mesajınız nedir?
Bağış yapmayı düşünenlerin hiç tereddütleri olmasın, hiç gecikmesinler. Yapacakları bağış en doğru yere gidecektir. Mehmetçik’in hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Ben Vakfa bağış yapmadan önce de, bir şehit babası olarak büyük Mehmetçik ailesinin bir üyesiydim. Bağışımı yaptıktan sonra ise bu büyük aileye karşı görevimi yapmış olmanın huzurunu yaşıyorum. Bu vakıf; vatan için hayatını feda eden Mehmetçiklerin geride kalanlarına, malul gazi ve engelli olanların kendilerine ve çocuklarına destek sağlayarak toplumsal dayanışmayı da artırmaktadır. Herkesin bağış yaparak, bu büyük ailenin bir ferdi olmasını, millî birliğimize ve dayanışmamıza katkı sağlamanın huzurunu yaşamasını arzu ederim.
Mehmetçik Vakfı’ndan yardım alan gençlerimize gelince; aldıkları yardımın kıymetini biliyor, vatanımıza ve milletimize faydalı bireyler olmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Kendilerini çok iyi yetiştirerek okullarından mezun olduklarını, meslek sahibi olduklarını duyuyor, görüyoruz. Vatanımıza ve milletimize yararlı hizmetlerde bulunmak için aynı yolda gayretlerini devam ettirsinler. Şunu da özellikle ilave edeyim ki; bu güzelliklerde insanın az da olsa bir katkısının bulunması, ancak yaşayanın tadına varabileceği büyük huzur ve mutluluk kaynağı.
Aziz şehitlerimizi rahmetle anarken Mehmetçik Vakfı ailesinin tüm bireylerini en kalbî duygularımla, sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Önceki Sonraki