

Şehit kızı Elife Boydaş
Şehit er Selahittin Boydaş’ın kızı Elife Boydaş, TSK Mehmetçik Vakfı Dergisi için duygu ve düşüncelerini kaleme aldı. Bugün Diyarbakır’ın Çınar İlçesindeki bir köyde öğretmenlik yapan Elife, hâlâ en büyük destekçisinin Mehmetçik Vakfı olduğunu söylüyor.
1991 yılında Ordu’nun Korgan İlçesi Tepealan Beldesi’nde dünyaya geldim. Benden iki yaş küçük kız kardeşim var. Babam Selahittin Boydaş, ben üç yaşındayken 1994 yılında Bingöl’de şehit olmuş. Zor bir çocukluk geçirdim. Her kayıp bir travmadır ya biz de çocuk yaşta bu travmayla karşılaştık. Babamın şehit olmasından iki yıl sonra annem bizi Tokat’ın Niksar İlçesine taşıdı.
Annem demişken, her şey annem için daha güç tabii… Henüz 21 yaşında hayatın ne olduğunu bilemeyen iki küçük çocukla kalakalmış bir kadın… İçinde bulunduğu durumu bir yana bırakıp, şehit olan eşinin acısını içine akıtıp, hiç bilmediği bir şehirde çocuklarını okutmaya çalışan bir kadın… Babam şehit olduktan sonra, babamın ailesi bizi annemden koparmaya çalışırken, kendi başına okuma yazma öğrenmiş, gördüğü en büyük yerleşim yeri bir kasaba olan bir kadın… Annelik duygusunun ona verdiği güçle çocuklarını kaybetmemek için bizi o köyden çıkaran ve hiç bilmediği bir şehre gelen annem…
“Ömür boyu minnettar kalacağım bir kadındır annem”
Bugün 23 yaşında, üniversite bitirmiş, büyük şehirlerde yaşamış biri olarak düşünüyorum da ben şimdi bile annemin o zaman bizim için yaptığı şeyleri herhalde yapamazdım. Ömür boyu minnettar kalacağım bir kadındır annem… Bize babamın yokluğunu aratmamak için elinden ne geldiyse yaptı. Hem anne hem de baba oldu bize. Babamın kudreti annemi sarmıştı sanki o kadar ki babamın sevgisini bile bize hissettirdi. Ama dile getirmesek de hepimiz şu gerçeği çok iyi biliyoruz: İçimizdeki boşluk asla dolmayacak. Babamın içimizde olduğunu biliyor ve ona göre yaşıyoruz. Çok özlüyoruz, sadece birbirimizi üzmemek için dile getirmiyoruz o kadar…
Hayal kırıklıklarımda, çok mutlu ya da mutsuz olduğum günlerde, çok ihtiyaç duyduğum zamanlarda biliyorum ki babam benim yanımda… Dokunamasam da göremesem de hayalimde suretini canlandıramasam da o bana kendisini çok iyi hissettiriyor. Bunun da ona verilmiş şehitlik mertebesinden kaynaklandığını düşünürüm hep.
Şehit çocuğu olmak çok zor ama çok gurur verici… Herhalde anlatılması en güç durumlardan biridir bu. Beni ancak benim gibi arkadaşlarım anlar diye düşünüyorum. Bir yanımda hüzün, bir yanımda onur ve gurur var. Babam için söylenen övgü dolu sözler beni çok mutlu ediyor. Atatürk milliyetçisi biri olarak, babamın Türk tarihine geçen aziz şehitlerimizden biri olması, bulunduğum her ortamda alnımın ak, başımın dik durmasını ve gururlu bir biçimde davranmamı sağlıyor.
Kariyer planları
Maltepe Üniversitesinde psikolojik danışmanlık bölümünden mezun oldum. Şu anda Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’nin bir köyünde psikolojik danışman ve rehber öğretmen olarak görev yapıyorum. Bu bölümü okumamın nedeni öncelikle kendimle ilgili. Ben bir şehit çocuğuyum ve küçük yaşta babamı kaybettiğim için bir travma yaşadım. Daha sonra da bununla ilgili hiçbir psikolojik destek alamadım. Travma ve problemlerimle kendi başıma başa çıkmaya çalıştım.
Böyle kayıplar yaşayan, travmaya maruz kalmış her çocuğun öncelikle psikolojik destek alması gerektiğini düşünüyorum. Bunu da kendimden yola çıkarak dile getiriyorum. Belki de ben böyle bir destek almış olsaydım, hayat bana hissettiğim kadar zor gelmeyecek ve yaşadığım olumsuzluklara farklı bir bakış açısı geliştirebilecektim. Tabii ben yine de şanslıyım. Ama ne yazık ki her şehit çocuğu, her yetim, her öksüz benim kadar şanslı olmuyor maalesef… Şu an okullarda psikolojik danışman olarak görev yapsam da asıl hedefim, travmaya maruz kalmış çocuklarla çalışmak, onların elinden tutmak ve hayata kazandırmak… Onlara sadece empati yoluyla değil yaşadıklarını yaşamış biri olarak, hissettiklerini hissetmiş biri olarak yaklaşmak.
TSK Mehmetçik Vakfı ile gerçek anlamda liseyi bitirdiğim yıl tanıştım. Evet, Vakıftan daha önceden de yardım alıyordum ama Vakfın hangi amaca hizmet ettiğini katıldığım kültür gezisinde anladım. Hayatımda yaptığım en doğru şeylerden biri bu geziye katılmaktı diyebilirim. İnsanın hayatta bazı kırılma noktaları vardır. Benim kırılma noktam da kültür gezisi sayesinde Vakfı tanımak oldu. Geziye katılmak için Vakfa gittiğimde hiç beklemediğim bir sevgi ve sıcaklıkla karşılaştım. O zamana kadar Vakıf deyince aklıma soğuk ve mesafeli insanların olduğu bir yer geliyordu. Ama bizimle o kadar çok ilgilendiler ve sahip çıktılar ki kendimi ailemin yanında hissediyordum adeta… Gezinin en güzel yanı ise Vakıfta bulunan bu güzel insanların bizi kader ortağı olduğumuz kardeşlerimizle tanıştırmasıydı. Birbirimizden habersiz, farklı şehirlerde ama aynı acıları yaşamış çocuklar olarak biraya geldik. O an ilk defa yalnız olmadığımı, benim gibi insanların olduğunu ama en önemlisi beni anlayan insanların olduğunu gördüm.
“Mehmetçik Vakfı hâlâ en büyük destekçim”
İlk geziden bu yana dostluk bağımızın hiç kopmadığı kocaman bir aile olmuştuk. Şehit çocuğu, gazi çocuğu, Vakıfta görev yapan herkes dâhil kocaman büyük bir aile… O zaman edindiğim dostlarım şu anda da en yakın dostlarım. Artık iş hayatına atılsam da bizlerden bağını koparmayan Mehmetçik Vakfı hala en büyük destekçim.
Belki bu anlattıklarım size abartı gelebilir ama aile dediğin iyi günde kötü günde yanında olan ve sana sahip çıkandır. Ne zaman çözemediğim bir problemim olsa Vakfa koştum ve hiçbir zaman boş dönmedim. Ellerinde bir şey gelmediğinde bile manevi desteklerini eksik etmediler.
Eğer ben Vakıfla tanışmasaydım üniversiteye gidemezdim. Şehit ve gazi çocuklarının Vakıf üniversitelerinde burslu okuduğunu Mehmetçik Vakfı sayesinde öğrendim. Haklarımızın neler olduğunu Vakıf anlattı bana ve pek çok arkadaşıma. Ama hepsinden önemlisi aynı acıları yaşamış olan insanları bir araya getirmiş olması, dostluklarımıza vesile olması tabii…
“Sizler olmasaydınız bizler öğretmen ya da doktor olamazdık”
Mehmetçik Vakfına bağış yapanlara, bu bağışlar sayesinde okumuş ve öğretmen olmuş biri olarak şunu söylemek istiyorum; maddi desteğiniz emin olun düşündüğünüzden çok daha fazla şeye vesile oluyor. Sizler olmasanız bizler belki öğretmen, doktor, mühendis olamayacaktık. En önemlisi de yetim bir çocuğun hayatını kurtarıyorsunuz. Vakıf sayesinde bize ulaşan yardımların bir kanıtı, benim öğretmen olmamdır. Bu yardımlar sayesinde hayalini bile kuramayacağım bir mesleğin sahibiyim. Bu yüzden size sevgi ve şükranlarımı iletiyor teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız…
Diğer şehit ve gazi çocukları arkadaşlarıma şunu söylemek istiyorum. Biz kocaman bir aileyiz... Aramızda kurduğumuz gönül bağını daha çok kuvvetlendirelim ve birlik beraberlikle sorunlarımıza ve problemlerimize birlikte çözüm bulalım. Benden büyük veya küçük kardeşlerim, en büyük sıkıntınızda en küçük derdinizde daima yanınızdayım. Sevgilerimi sunuyorum.
Önceki Sonraki