Ailem Mehmetçik Vakfı - Adnan KIZILTEPE

Adnan KIZILTEPE
23 yaşında, babası vefat. Kırklareli Üniverstesi, İktisadi ve  İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi.

Mehmetçik Vakfıyla tanışmamız, babacığımın askerlik görevi esnasında elim bir trafik kazası sonucu vefat etmesi sebebiyle gerçekleşmiş. Babasızlığın yürekte açtığı o dinmez yarayı ilkokula başladığım gün babalarıyla okula gelen arkadaşlarım sayesinde derinden hissetmiştim. Hepsinin sırtında arabalı çantalar, içlerinde rengârenk kalemler olan kalem kutuları vardı ve bunu babam aldı diye seviniyorlardı. Aynı düzeyde kalem kutusu ve kalemler bende de vardı. Annem okul alışverişi yaparken aldıklarımızın parasının babamın komutanları tarafından gönderildiğini söylüyordu o zamanlar. 

Liseye geçtiğimde, hâlihazırda burs aldığım bilincine varmış ve kendi cebimden tasarruf etme imkânı bulmuştum, bu bir erkek çocuğu için büyümenin göstergesi. Arkadaşlarımla geziyordum, il dışına rahatlıkla çıktığım zamanlar olmuştu, birlikte yemek yemeye gittiğimiz zaman cebimde hep harçlığım oluyordu. Bitti bitiyor derken liseyi de hoş anılarla kapattım sanıyordum, ta ki mezuniyet gününü yaşayana kadar. Vakfın İstanbul Avrupa Yakası Temsilciliği mezun olacağım bilgisine ulaşmış ve o mutlu günümde beni yalnız bırakmamıştı. 
Takım elbisemi giymiş, berbere gitmiş ve oradan okula geçmiştim. Annemle abimin törenin başında geleceğini biliyordum. Törenin başlamasına yarım saat kala Vakıf Temsilcisi Gürkan Komutanım arayıp, “Biz okulun kapısındayız, çık dışarı karşıla bizi.” deyince şaşkınlıkla birlikte tarifsiz bir mutluluk kapladı içimi. Her insan mutlu gününde yanında ailesini görmek ister, ben de haliyle bunu istiyordum. Herkesin ailesiyle geldiği törene Mehmetçik Vakfı ailem olarak katılmış ve hiç unutamayacağım bir mutluluk yaşatmıştı. 

Lisans hayatıma Trakya bölgesinin şirin bir şehrinde başladığımda, hocaların istediği tüm kitapları ve okuduğum bölüm gereği sahip olmam gereken birkaç takım elbiseyi alabilmenin, gönlümce gezip dolaşabilmemin rahatlığını,  Vakfın bana sağlamış olduğu burslara borçluyum.

Vakfın 2009 senesinden beri devam ettirdiği “Kültür Gezisi” programından bahsetmeden olmaz. Bu programa katılarak, iki hafta boyunca birçok şehir gezip onlarca arkadaş edindim. Anadolu tabiriyle “Yediğin içtiğin senin olsun ne gördün anlat?” diye sorsalar ilk gün çekinerek tanıştığın insanla can ciğer kardeş olmanın, aynı kaderi, aynı acıyı kederi paylaşmanın verdiği o kuvvetli manevi bağı anlatırım. Türkiye’nin neresine gidersem gideyim o şehirde Vakıftan burs alan, sofrasına oturabileceğim, çayını içip muhabbet edebileceğim bir kader arkadaşım var. 

İlkokuldan bu yana kesintisiz sağlanan bursun yanında, hangi Temsilciliğe gidersem gideyim, dışarıdan evime dönmüş gibi gördüğüm samimiyetin ev sahibi ve ülkemizin her yanına dağılmış olan büyük bir aile Mehmetçik Vakfı. 

Bize yoksunluğumuzu hissettirmeyen dünyalar iyisi Vakıf görevlileri ve gönlü güzel bağışçılarımız; iyi ki varsınız. 

Sonraki