Değerli Bağışçımız Asım YÜCEL ile Söyleşi

Bağışçılarımız Asım-Servet YÜCEL ve Samsun Temsilcilerimiz.

Değerli bağışçımız Asım YÜCEL, 1933 yılında Amasya’da doğmuş emekli bir öğretmen. Otuz üç yıl eğitime hizmet etmiş. “İki dedem de şehit benim, İstiklal Savaşı’nda şehit olmuşlar. Dayım da on dört yaşında Çanakkale’de şehit olmuş. Şehit torunu olmaktan gurur duyuyorum. Bu nedenle şehit ailelerine destek olmak istedim.” diyerek bağışçımız olmaya nasıl karar verdiğini anlatan Asım öğretmen ile Samsun Temsilciliği Gayrimenkul ve Bağış İşlemleri Uzmanımız Orçun ÇELİK, severek okuyacağınızı düşündüğümüz içten bir söyleşi gerçekleştirdi.

Asım öğretmenim, okuyucularımız için bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

Ben Asım YÜCEL. Cumhuriyetin 10’uncu yılında, 1933 senesinde Amasya ili, Gümüşhacıköy kazası, Gümüş beldesi, Camikebir mahallesinde doğdum. Dört kız, iki erkek olmak üzere altı kardeşiz. Babam memur, annem ev hanımı idi. Babam tahsildarlık yaptı, köy kâtipleri birliği başkanlığı yaptı. Sonra Tekel memurluğundan emekli oldu. İlkokulu Amasya ili, Merzifon ilçesi, Alıcık İlkokulunda bitirdikten sonra Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsüne gittim. 1954 yılında çıkan 6234 sayılı kanunla Köy Enstitüleri ile İlk Öğretmen Okulları birleştirildi ve eğitim süresi beş yıldan altı yıla çıkarıldı. Ben de bu şekilde 1954 yılında öğretmen okulundan öğretmen olarak mezun oldum ve göreve başladım. İlk görev yerim, 1954-1956 yılları arasında Çorum ili, Sungurlu ilçesi, Tatlı köyü idi. Sonra Amasya ili, Gümüşhacıköy ilçesi, Korkut köyünde görev yaptım. Daha sonra da Samsun ili, Tekkeköy ilçesinde okul müdürü olarak göreve başladım. O dönem 1960 ihtilali oldu ve beni Samsun ili, Tekkeköy ilçesine belediye başkanı olarak atadılar. 1960 ile 1963 yılları arasında yaklaşık üç sene de belediye başkanlığı görevini yürüttüm. 

1983 yılında Samsun’da “Yılın Öğretmeni” seçildim. Milli Eğitim Bakanı tarafından köşkte, mavi salonda, Reisi Cumhura takdim edildim. Bununla gurur duyuyorum. Çalıştığım okulda kütüphane yaptırdım. Beş bin kitap aldım demirbaşa kayıtlı ve bakanlık beni üstün başarılı saydı. Sinema salonum vardı okulda, laboratuvarım vardı. Bir okulda olması gereken her şey vardı. Ankara'ya gittim. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden bir istasyonda ne lazımsa ufak çapta aldım. Okula bir de meteoroloji istasyonu kurdum. Gelen bazı müfettişler küçük köy enstitüsü diyorlardı okulumuz için. Tekkeköy’de gittiğim okulda kümes yaptırdım ve yumurtaları sınıflarda durumu müsait olmayanlara, küçük çocuğu olanlara ücretsiz dağıtıyordum. Bir okulda çocukları yetiştirmek için ne lazımsa okulumuzda vardı. Arkamızda birçok eser bıraktık çok şükür.

Yani 1954 - 1987 yılları arasında yirmi beş yılı okul müdürlüğü olmak üzere toplamda otuz üç yıl eğitimcilik yaptım ve emekli oldum. Hem belediye başkanlığından, hem de okul müdürü olarak iki emekliliğim bulunmakta.

1961 yılında yakınlarımız vasıtası ile sevgili eşim Servet ile tanıştım ve evlendik. Kendisi de kız enstitüsünden mezun, 28 yıl sınıf öğretmenliği yaparak emekli oldu. Halen çok mutlu bir evliliğimiz var. Bana sorarlar, müdür bey kaç çocuğun var diye. Samsun’da on bin kadar var diyorum. Bizim okuldan on bin kadar öğrenci mezun etmişim. Halen görüştüğüm öğrencilerim var. Gelirler, ararlar. Birçok fakültede dekanlık yapan, doktor olan, mühendis olanlar var. Bizim esas hamurumuz, yoğrulmamız köy enstitülerinde olmuştur. Biz köy hizmeti için yetiştik aslında. Emekli olduktan sonra da memleketimde arıcılık yaptım, birçok ağaç diktim. Bahçemiz vardı, orada ziraat ile uğraştım, üretim yaptım.  Seksen-doksan civarı arı kovanım vardı. Bu işlerden bir hayli da para kazandım. Hayatım bu şekilde geçti. Halen Samsun’da eşimle birlikte emekliliğimizin keyfini çıkartıyoruz.

Vakfımızla nasıl tanıştınız? Sizi bağışçımız olmaya teşvik eden sebepler nelerdir?

İki dedem de şehit benim. İstiklal Savaşında şehit olmuşlar. Bir dayım da annem daha evlenmeden on dört yaşında Çanakkale’ ye gitmiş. O da orada şehit olmuş. Onun için şehit torunu olmaktan gurur duyuyorum. Şehit torunu olarak, şehit ailelerine destek olmak istedim. Mehmetçik Vakfı zaten bildiğimiz ve güvendiğimiz bir Vakıf idi. İlk olarak, kurban bağışlarımızı yaparak tanıştık Mehmetçik Vakfı ile. Yıllardır Mehmetçik Vakfına kurban bağışlarımızı yapıyoruz. Şehit haberlerini gördükçe, onların ailelerine daha çok yardım etmek istedik. Karar verdik eşimle birlikte. Üç beş kuruş da birikimimiz vardı, miktarı önemli değil. Nakdi olarak bağış yapmaya başladık. Ömrümüz ve imkânımız oldukça, Mehmetçik Vakfına desteğimiz devam edecektir. Memlekete hizmet olarak kabul ettim bunu bir şehit torunu olarak. Helal olsun. Şehitlerimizin çocuklarına, bu vatan için şehit olanlara, gazi olanlara helal ettim. Allah öbür dünyada da onların yüzlerini güldürsün. 

Bağış yapmayı düşünenlere ve Vakfımızdan yardım alanlara bir mesaj vermek ister misiniz?

Bu Vatanın bu günlere nasıl geldiğini hiç unutmayalım. İmkânımız ölçüsünde yardım yapmanın, bu memleketin bir vatandaşı olarak boynumuzun borcu olduğunu düşünüyorum. Bir eğitimci olarak da, eğitim ve öğretimin hayattaki önemini çok iyi benimsediğimden, bu Vatan için canlarını hiçe sayan şehit ve gazilerimizin evlatlarının eğitimine destek olmanın benim için hazzı büyük. Yaptığımız bağışların en doğru biçimde değerlendirildiğinden eminiz. Herkesi Mehmetçik Vakfına destek olamaya davet ediyorum. Mehmetçik Vakfından yardım alanlar da, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yolundan hiç ayrılmasınlar. Şehit ve gazi babalarına yakışır şekilde hayatlarını çizsinler. Bizleri de aileleri olarak kabul etsinler. Ben ve eşim, yaptığımız bağışlardan çok mutlu ve huzurluyuz. Helal olsun. Herkesin bu duyguyu yaşamasını dilerim. Ayrıca yaptığımız bağışların yerine ulaşmasını sağlayan tüm Vakıf çalışanlarına teşekkür ederim. Sağ olun, var olun.   

Önceki Sonraki